Tam bir Akdeniz karmaşası içinde, tam bir Akdeniz rahatlığı ile hem hareketli, hem sakin; hem tarihi, hem modern, hem genç, hem de klasik çok keyifli kesinlikle görülmesi gereken bir yer Valensiya...
Folklörcülük yıllarımdan ilk göz ağrım, İspanya’yı hep çok sevmişimdir, müziği, yemeği, iklimi, mimari dokusu, insanları, lisanları hep çok ilgimi çekmiştir. Barselona’yı biliriz, severiz ama Valensiya’ya gelmek THY’nin en son Avrupa Kampanyasına kısmetmiş.
Central Market şahane, nedendir bilmem Pazar yerlerini çok severim, çok yerel ve çok sahici olurlar… Bu gördüğüm en güzel pazarlardan biri, zaten zengin mutfak ve yeme içme kültürü bir de taze meyve, sebze, şarküteri, deniz mahsulleri ile buluşmuş, harika olmuş … Ayak üstü bir sabah kahvaltısına, öğlen yemeğine, gündüz birasına çok keyifli olur ama iyi planlamak lazım çünkü 3 te kapanıyor…
Parkın sonunda yer olan Dev akvaryum, deniz parkı L’oceanographia ve Bilim ve Sanat müzeleri de çok güzel Biz şansımızı akvaryum ve Yunus şovundan yana kullandık pişman olduk. Çünkü benzer akvaryumlar artık her yerde var hem de. Yunus şovunun büyük bir bölümünde bizi “valla yunuslara eziyet etmiyoruz, aksine çok iyi bakıyoruz, zaten burada doğdular açık denizi bilmiyorlar, tutsak değiller, evleri burası” falan diye ikna etmeye çalıştılar….
Yani son tahlilde denizi, güneşi, tarihi, kültürü, bilimi, müzesi, içmesi yemesi ile komple keyifli, muhteşem bir tatil destinasyonu Valensiya… Biz çocuklarla da çok keyif aldık, yalnız da gidilse çok beslenilecek, doyum sağlanabilecek bir yer, İstanbul’dan direkt uçuşla sadece 3 saatte….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder