23 Mart 2018 Cuma

Durdurun Şu Zamanı, Bled Gölü



“Dünya’nın en romantik yerleri” listesinde olduğunu duymuş, kişisel “ölmeden önce görülecek yerler” listeme eklemiştim. Kış güneşli harika bir Pazar gününe kısmetmiş... haldır huldur 6 gün kayak yapmaya, bileğimi burkmamı da bahane ederek, 1 gün ara verip geldik Bled’e...


Julius Sezar’dan aldığı ismiyle Julyen Alplerinde ( Güney Alpler ) bulunan yüzlerce gölden biri, belki de en güzeli Bled. Bir Peri Masalı diyarı ya da bir film platosu gibi, Göle 130 metre yüksekten bakan bir tarihi bir kale, gölün ortasında doğal bir adacık, adacığın üstüne 17. Yüzyılda kurulmuş, Barok bir kilise... Meryen Ana’nın gökyüzüne kabulüne adanmış bu kilise yerel halk arasında da yeni evlenenlerin, düğünlerinden önce ziyaret edip, adak adadığı önemli bir durak olmuş.


Gölün kenarında 2 noktadan biri motorla, biri kürekle ulaşılan adaya gidip, kilisedeki kafede meşhur bir Bled keki yemeyi de ihmal etmeyin sakın... Kekte bir numara yok da, bir sürü Japon turiste rağmen manzara, atmosfer, sükûnet, huzur çok güzel. Gerçi gölün kenarındaki diğer mekanlar da çok başarıllı...


Gölün etrafındaki parkı İsveçli bir mimara yaptırmış olmalarından mıdır nedir bilmem, hayatımda gördüğüm en güzel yürüyüş parkurlarından biri ve tabi ki cıvıl cıvıl; güneşli bir Pazar sabahı... Son yıllarda artık iyice unuttuğumuz dakikalarca hiç bir şey düşünmeden, telefonumuzu kurcalamadan, güzel bir manzarasının keyfini doyasıya çıkarabildiğim nadir yerlerden biri oldu Bled. Çocuklar göldeki kuğuları, ördekleri beslerken bizde kısa bir süreliğine durdurduk zamanı...   


Kural : Bırak şu telefonu elinden! Ortalama 6 dakikada bir bakıyormuşuz telefonumuza... Yani ne kadar güzel, ne kadar önemli olursa olsun, hiç bir şeyle 6 dakikadan fazla kesintisiz ilgilenemiyoruz... Ne büyük kayıp !

Hiç yorum yok: