Neredeyse 20
yıl önceydi, gençler arası değişim programı ile Kanada’ya geldiğimde yıl 1995'ti ( bu kampı
da bir ara yazmalıyım aslında ) günübirlik Toronto’ya gelmiştik, ben hayran
kalmıştım ama bir günde hiçbir yerini gezememiştik, kursağımda kalmıştı, birçok
seyahatte dediğim gibi burada da “bir gün mutlaka yeniden geleceğim” demiştim;
o bir gün 2015’e kısmetmiş.
Dünyanın en
büyük madencilik etkinliklerinden birini neden buz gibi Mart ayının başında
yaptıklarını anlayamadan, hastalıktan yeni kalkmış bir şekilde, dereceler -14 ü
gösterirken Toronto’ya geldik… (Soğuktan
köpeklerin bile bot giydiğini ilk kez burada gördüm, yoksa hijyenden mi
giyiyorlar acaba? )
Toronto,
Kanada’nın muhtemelen en yumuşak iklimli, dolayısıyla da en çok kültürlü ( bir
rivayete göre 140 dil konuşuluyormuş ) en popüler şehri. Bir kısmı doğal bir
kısmı yapay, adacıklar ve mendireklerle bir iç limanı olan, tabi ki marinası
tekneleri olan ( Türkiye’nin aksine o kadar soğuk iklim o kadar az sahil
imkanları oldukları halde !.. ) medeni insan ihtiyaçlarının tamamı çok iyi
düşünülmüş ve planlanmış, bir lego şehri gibi, harika bir kent.
Dünyanın suç
oranı en düşük kozmopolit şehri, bir çok Hollywood filminde de New York,
Şikago, Detroit ve benzeri kirli Amerikan şehrine dublörlük yapmış…
O soğuğa
rağmen sokaklar cıvıl, cıvıl, sahilde koşu yapanlar, bisiklete binenler, herkes
güler yüzlü, konuşkan, şakacı… Ve en önemlisi, benim en çok özlem duyduğum,
tanıdık tanımadık herkes selamlaşıyor…
Kanada
doları sayesinde hayat biraz daha ucuz, deniz mahsulleri, et yemekleri çok
zengin ve başarılı. Birçok şubesi olan meşhur www.kegsteakhouse.com “keg mansion” u şiddetle tavsiye ederim. Türk kafası ile Kuzey Amerika biraz da alışveriş demek olduğu için, güzel bir outlet alışveriş merkezi de var Niagara yolu üzerinde. Niagara da ayrı bir hikaye…
( Sol tarafta donmuş marina içinde mahsur kalan tekneler görünüyor )
Bir çok bina
yer altından birbirine bağlı, soğukta hiç dışarı çıkmadan istediğin yere
gidebilirsin, bize göre el kadar bir şehir (2,5 milyon nufüs ) ama müthiş bir metro ağı, ve Dünyanın yaşanılacak en iyi şehirleri
arasında her zaman ilk 20 de (http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/38125-yasam-dunyanin-yasanilacak-en-iyi-sehirleri/16) Dönüş uçağım kar fırtınası yüzünden
iptal olup, havaalanında mahsur kalınca, insan pek böyle düşünmüyor ama sonra
sakin kafayla düşününce gerçekten çok güzel bir şehir Toronto ve sıcak bir
zamanında “mutlaka yeniden geleceğim” buraya…
Maalesef
ticari olarak Madencilik fuarımız “PDAC” tam fiyaskoydu, çok kötü geçti; dar
vakit ve soğuk hava yüzünden çok gezemedik de ama çok eğlenceli bir arkadaş
grubumuz vardı, her saniyesinden, her santimetrekaresinden çok keyif aldık…
Kural : Kötü
seyahat diye bir şey yoktur, Kötü seyahat arkadaşı diye bir şey vardır... Sadece seyahatlerinde değil her anlamda yola
kiminle çıktığına dikkat et, arkadaş vardır seni yarı yolda bırakır, arkadaş
vardır seni sırtında taşır…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder