24 Mayıs 2012 Perşembe

Moskova Metrosu ...


Moskova'nın metrosu meşhurdur, çok eskidir, çok büyüktür, istasyonları çok güzeldir falan ama bizim işimiz hep acil olduğu için ve biraz da klavuzumuz karga olduğu için daha önceki ziyaretlerimizde, yolun kenarına geçip, aşağıya doğru sallandırdığımız sağ ya da sol kolumuzu, bacağımızdan yaklaşık 45 derece açıyla yukarıya doğru kaldırdığımızda bütün arabalar dururdu.  ve bu arabaların hemen hemen tamamının sürücüleri rezalet Rusça telafuzumuza rağmen ne demek istediğimizi hemen anlar, biraz pazarlık yapar çok uygun bir fiyata istediğimiz yere efendi gibi giderdik, Bir nevi korsan taksicilik yani...


Hatta bu sürücülerin büyük kısmı, Azeri, Gürcü, Çeçen, ya da Ermeni olduğu için epey bi muhabbet bile ederdik yol boyu... Hatta hiç unutmam bir seferinde çok şeker yaşlı bir amcanın arabasına bindim, teypte muhteşem bir uzun hava, hiç bilmediğim bir lisan ama çok iyi bildiğim, çok tanıdık bir hüzün ... Djivan Gasparyan'dan biliyorum, sordum amcaya "duduk" değil mi bu dedim, Amca hemen anladı Türk olduğumu, çok sempatik aksanıyla başladık Türkçe sohbet etmeye, şarkıları, türküleri, yemekleri ve tabi ki halkların kardeş, politikacıların üçkağıtçı olduklarını konuştuk uzun uzun ...


Ama bu sefer, önce havaalanından ( Bu arada THY artık, Moskova'nın 3. havaalanı, yeni açılan Vnukova'ya iniyor ) otele, sonra da otelden fuar alanına yaptığım taksi yolculukları hatırı sayılır bir miktar tutup ve yaklaşık 2 saat sürünce Metro'yu kullanmaya karar verdim ...
Aslında özellikle de İstanbul'da metronun ( yabancılar 'santimetro' diye dalga geçiyor ) "M" sinin olmadığı yıllarda bayılırdım yurtdışında metroya binmeye, o şehri Japon turist gibi değil, gerçek halkı gibi yaşamaya ...


Ama tabi burada küçük bir sorun var o da yaklaşık 300 kilometre uzunluğunda olan 12 farklı hattan ve onlarca istasyondan oluşan Moskova Metrosunun tüm harita, tabela ve işaretlerinin Kiril Alfabesinde olması, doğal olarak...
Renk kodları, hat isimleri, istasyon isimleri derken bir kaç durak yürüdükten sonra çözdüm denklemi ve fark ettim ki Metrosu da başka bir şehir, Moskova'nın...


Hemen hemen her istasyon bir diğerinden farklı, kiminde avizeler var, kiminde mermer banklar, heykeller, resimler, tavan süsleri, kiminde ise hala orak-çekiç, Stalin - Lenin ...
Bazı istasyonlar o kadar derin ki yürüyen merdivenlerin sonu görünmüyor, zaten bende yükseklik korkusu var hiç bakamıyorum aşağıya ....


Teknoloji yok hala, trenler, istasyonlar çok eski tabi ama hala tertemiz ve hala çok dakik, Çok da kalabalık, dikkatimi çekti hiç, dilenci, satıcı ya da sanatçı yok metrolarda ya da bana denk gelmedi.. Bir de şu dikkatimi çekti : önceleri metroda, otobüste; gazete, kitap okunur ya da müzik dinlenirdi, şimdi herkesin elinde cep telefonu... Ne güzel çekmiyordu telefon aşağıda artık orada da çekiyor meret...

 
Bir de utanarak söylüyorum, Moskova'ya sanırım 5. gelişim bu, Bolşoy Tiyatro binasını ilk kez görüyorum, hatta yaklaşık 100 Doları da gözden çıkarıyorum ama maalesef  o gün temsil yok, ama bir daha gelirsem eğer kesinlikle önceden internetten alıcam biletimi, izleyeceğim Kuğu Gölünü ana vatanında ... 


Kural : En kolay temizlik, kirletmemek; en kolay düzen, dağıtmamak, en kolay yenilik, eskitmemek, diye devam edip gider bu liste, unutma ...

Not : Dönüşte havaalanına da trenle gittim 3 kuruşa ve sadece 35 dakka sürdü, hem de bu hat yeni olduğu için teknolojik, modern trenlerle ... Moskova'ya gidecek arkadaşlara duyrulur, Hemen terminalden çıkın yolun karşısında göreceksiniz tren istasyonunu ...

1 yorum:

Listen Before You Love dedi ki...

Merhabalar..
Vnukovo Havaalanı'ndan metro ile kızıl meydan'a nasıl gidiliyor?