Las Vegas'ta fuarımızı ve alışveriş çılgınlığımızı kazasız belasız fazla bagaj cezasız atlattık çok şükür ve ABD seyahatimizin son durağı New York'a ulaştık, ve saatleri bir 3 saat daha ileri aldık, ve lakin ne saat kavramımız kaldı, ne gün, ne de gece ...
12 saatimiz var New York'ta, sabah erkenden inip, çıkıp şehri gezmek istiyoruz ama korkuyoruz acaba transit yolcu olduğumuz için Terminal'den çıkmamıza izin vermeyebilirler mi ?
Amerika, her ne kadar güvenlikle kafayı yemiş olsa da; adamlar asla mantığı kaybetmemişler, kesinlikle burada bile biz de olduğu kadar güvenlik işkencesi yok.
En basit AVM'ye, hastaneye, iş merkezine girerken güvenlik kontrolü olurmu ? telefonu çıkart, anahtarları çıkart, bilgisayarı çıkart, kemeri çıkart, pantalonu da çıkartalım bari ?
Ve bu kadar vasıfsız güvenlik elemanını ne yapacağız biz, sonra? Her neyse bu ayrı bir konu
Amerika'da bile havaalanına girişte bile güvenlik kontrolü yok, uçağa binişte var sadece ...
Neyse, kısacası elimizi kolumuzu sallaya sallaya çıktık ternimalden, atladık shuttle'a a doğru Fifth Avenue ...
İlk ritueli yerine getirdik, Empire State Building ...
Yıllar önce nasıl bir vizyon, nasıl bir mimari, mühendisliktir adamlar böyle bir bina yapmış ?!?
Aşağı bakınca inanamıyorsun bu kadarcık yere bu kadar bina ve bu kadar adamı nasıl sığdırmışlar ? Yukarından hazır binaları helikopterle bıraksan birbirine çarpacak neredeyse..
İkinci ritueli de yerine getirdik sonra, Özgürlük Abidesine uzaktan bakan tekneyle tur...Çinli Turistlerle omuz omuza ve şunu farkettik özellikle bizim kuşak o kadar çok dandik Amerikan filmi, Amerikan Dizisi seyretmiş ki sanki New York, babamızın memleketi! Her şey çok tanıdık... ( Sahi biz o Altın Kızları, Kozbi Ailesini, Kuzen Larry'yi falan nasıl seyrettik yıllarca ve yine de bi baltaya sap olabildik ? )
Kim ne dersin ( en başta da ben ne dersem diyeyim ) New York'tur dünyanın başkenti, dünyanın en meşhur kenti, en canlı, en hareketli, en zengin kenti; en son araştırma sonuçlarına göre, o kadar krize, o kadar olaya karşın, hala en karlı ve çok yatırım çeken kenti...
Enerji'ye, tempo'ya hayran olmamak mümkün değil, cumartesi günü sabah çok erken ama yine de cıvıl cıvıl. Hele American Avenue'da tesadüfen denk geldiğimiz pazar yeri çok enteresandı her Cumartesi mi var yoksa o gün özel miydi bilmiyorum... Bizim de artık dönüş vaktimiz gelmişti fazla takılamadık ama komple bir bulvar trafiğe kapalı, sağlı sollu envai tür tezgahlar tıklım tıklım...
Daha önce de yazmıştım, Kiev'de de var aynı uygulama, haftasonu trafiğe kapatacaksın mesela Bağdat Caddesini ya da Bebek Arnavutköy Arasını, çoluk çocuk, egzostsuz, kornasız keyfini çıkaracağız İstanbul'un, ama nerdeeeee ?
Tabi sadece bina yapmakla, yol yapmakla, metro yapmakla şehircilik olmuyor bir de bu işin insani boyutu var..Central Park zaten müthiş ama mesela hemen Wall Street'in yakınında, ara sokakta küçücük Battery Park'ta bile bir bakıyorsun ağaçtan ağaca sincaplar koşuyor ...
Hiç unutmuyorum 11 Eylül 2001'de arabayla Selanik'e gitmiştim, her zaman en kötü senaryoyu düşünen, babam, arayıp "dünya savaşı çıkabilir hemen geri dön" demişti! 11/9 (diyorlar kısaca, Amerikalılar bayılıyor böyle kısaltmalara) travması hala devam ediyor, ikiz kulelerin yerine ne yapılacağı uzun süre tartışıldı ve bence en kötüsüne karar verdiler : Daha da büyüğünü yapmaya ! İnşaatın büyük bölümü bitmiş, inşaat sahasında da bir müze kurulmuş.. Bence oraya bir barış parkı kurulmalıydı, ve birisi çıkıp şöyle demeliydi : "silahla savaşla bir yere varamayacağız, bak bizim bu kadar gücümüze rağmen 2 tane manyak neler yapabiliyor..."
( En arkadaki, bulutların arasındaki bina 9/11 )
Bu arada benim hiç bir şeyi atamama merakım ilk kez para edecek galiba 1995'te New York'a ilk geldiğimizde, ikiz kulelere çıkmıştım ve biletini atmamıştım, ebay'de 1000 dolara satacağım gün bir gün gelecek ...
Kural : Sakla samanı gelir zamanı ....
1 yorum:
Bu sefer kötü haber yok...
Bir arkadaşımın daha blog yazarı olduğunu bilmek mutlu etti...
Takiptekim. Seni eşini,prens ve prensesi çok öpüyorum. İyi bayramlar Sevgiler
Yelda Özgöktürk
Yorum Gönder