And Dağlarına Günübirlik Turistik Gezi ...
Şemsiyeli, rehberli, aşırı ticari günübirlik turları hiç sevmem aslında ama Santiago'daki boş günüm Paskalya tatiline denk gelince, yanlız başıma yapacak daha iyi bir şey bulamadım ve "bir Los Andes turuna katılayım bari" dedim ...
Fiziki haritalardaki heybetine ( nedense çocukluğumdan beri bayılırım fiziki ve siyasi haritalara bakmaya ) ve Arjantin'den gelirken uçaktan görüntüsüne hayran kaldığım And Dağlarının, şehir merkezine en yakın, aslında çok da popüler bir kayak merkesi olan Farellones, zirvesine çıkacağız, otobüsle ....
Güney yarımküredeyiz tabii, Nisan ayı sonbahar, Mayıs ile birlikte kayak sezonu açılır, hatta çok hafif kar serpiştiriyor biz zirvedeyken ... Kar yokken, kayak merkezine gitme saçmalığını bir de yıllar önce, İsviçre Alplerinde, Ağustos'ta, Engelberg'teki Leo Forumunda yaşamıştım... Kışın, yazlık yerler çok keyifli gelir bana; ama yazın, kışlık yerler için aynı şeyi söyleyemeceğim ...
Virajlı yollardan dağa tırmanmaya başladığımızda rehberimiz "tam 60 tane viraj geçeceğiz ama daha başlamadı bunlara, viraj demiyoruz biz" dedi ! Asıl o 60 taneye viraj diyemeyiz, bildiğimiz U dönüşü... Otobüs duruyor, 1. vitese takıyor ve resmen U dönüyor ! Çıkarken yavaş yavaş eğlenceliydi, ama inerken biraz da hızlı gidince, başta "Tatlı su Komandosu"* bendeniz olmak üzere bütün otobüs perişan olduk ....
Belli bir yükseklikten sonra iklim o kadar sert, yeryüzü öyle acayip oluyor ki, kaktüs bile yetişmiyor, hiç bir canlı yaşayamıyor. Ama Allahın bir hikmeti işte dünyanın en zengin altın ve bakır madenleri de bu yüksekliklerde bulunuyor. Maden şirketleri ilk makineleri ve ilk personeli helikopterle bırakıyor, onlar yavaş yavaş, ocağı ve yolları açıyorlar, aşağıdan gelenlerle buluşup, başlıyorlar altın çıkarmaya ...
*Tatlısu Komandosu meselesi de kısaca şöyle : Ben askerliğimi Jandarma Komanda Asteğmen olarak Hakkari Yüksekova'da yapmıştım ama izinde kolum kırıldığı için hiç bir operasyona falan katılmamıştım. Ona rağmen komando tiribine girmiş, herkese havamı atmıştım.
Arkadaşlarla da sanki biz pilotmuşuz gibi, "Kobra şöyledir, King Kobra daha da şöyledir, Skorsky böyledir falan" diye helikopter geyiği yapardık. Terhis olunca Yüksekova'dan Van'a Skorsky tipi bir kargo helikopterle gitmiştik. Helikopterin sadece 1 tane koltuğu vardı onda da bir Albay'ın kızı oturuyordu ki bu bizim 10 ay sonra gördüğümüz ilk karşı cinsti ... Biz de hemen onun ayaklarının önünde yerde oturuyorduk...
Başından beri "sosyete komando" ya da "tatlı su komandosu" diye dalga geçilen, hiç operasyon, helikopter, çatışma görmeyen ben bütün yol boyunca Albay'ın kızının ayaklarının dibinde, kafam kirli çantamın içinde, böğüre böğüre, gittim Van'a...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder