1 Aralık 2010 Çarşamba

işte orada o eski bayramlar



Bayramın ikinci günüydü Efe dünyaya, beklediğimizden neredeyse 1 ay önce, geldiğinde...
Ve bütün birinci ve ikinci derece akrabalarımız tatildeydi !
Bu mucizevi anı kaçırmıştı herkes; ve biz de bir başımıza kalmıştık soğuk ve bomboş hastanede ...

Sonra hep şikayet ettiğimiz ama asla mücadele etmediğimiz hikayelerden biri olan "eski bayramlar", mücadelemize başlama kararı aldık.


"Bayramların 1. günü kimse bir yere gitmesin, sabah kahvaltısına annemlerde buluşalım, bayramlıklarımızı giyelim, bayramlaşalım, bayram harçlıklarımızı alalım sonra kim nereye isterse oraya gitsin" dedik ailecek !


3 yıl, 6 bayram geçti... her bayram, Efe'ye mutlaka bayramlık aldık... Bizler gibi, ayakkabılarına sarılarak uyumasa bile sevindi, giymek için sabırsızlandı, el öptü, harçlık aldı, şeker aldı, lunaparka gitti ....


Hatta geçen bayram, kar topu büyüdü, birinci gün kendi evlerinde bayramlaştıktan sonra, bayramın ikinci günü, en küçüğü 2 aylık, en büyüğü 80 yaşında, tam 35 akrabamızla, sıradan bir kaplıca otelinde buluştuk, 3 tam gün "o eski" bayramı yaşadık, ve gördük ki, bayram tatili değil, bayram sevinciymiş, hala hatıralamızda kalan ... Tatil yalanmış, bayram heyecan ...


Kural : Bayramı da yapan sensin, zindanı da ...

Hiç yorum yok: