Daha önce de yazmıştım Paris'i, eski tadı hiç yoktur artık; hayal kırıklığıdır, Paris
romantizminin yerini alan duygu bence…
Bu arada yaklaşık 20 yıl önce folklör ekibiyle geldiğimizde, saatlerimizi geçirdiğimiz, Türkiye’de olmayan bir çok ürünü bulduğumuz, hayatımda farklı bir yeri olan Şanzelize'deki Virgin Mega Store’un teknolojiye, internete özellikle Apple’a dayanamayıp kapandığını görmek gerçekten de burktu biraz içimi…
Ve sokaklarda özellikle de alış verişte bu kadar çok Arap gördüğüme da şaşırdığımı söylemeliyim, sadece Türkiye’de değil bütün Dünya’da para el değiştiriyor demek... Aslına bakarsanız her şey değişiyor, mesela bir gün dillere destan Paris metrosunun, tadilatı için ( ki acilen yapılması gerekiyor ) İstanbul Büyükşehir Belediyesi finansal ve teknik destek verirse hiç şaşırmam !
Ama hazır Disneyland'a kadar gelmişken, tam 10 sene önce buz gibi bir
Şubat gününden sonra ( Aslında daha da romantik olsun diye 14 Şubatta gelecektik ama o yıl o
kadar çok kar yağmıştı ki İstanbul’a; uçağımız ertelenmiş, biz 21 Şubatta
gelebilmiştik ) şimdi bir de Ağustos sıcağında turlamadan olmazdı
tabi…
Daha önce geldiğimizde göremediğimiz Notre Dame’dan
başlayıp Şanzelize’ye ( orijinali : Champs-Elysees… bayılıyorum şu Fransızca’ya
Mersi’nin “Boku” nasıl yazılır bilirmisiniz : “beaucoup” !) kadar yaptığımız yürüyüşten çok keyif
aldığımı itiraf etmeliyim.. özellikle
Louvre’un bahçesindeki çimlere çoluk çocuk yayılmak nedense çok hoşuma gitti… İnsanoğlu işte bazen dünyalar vermez keyif, bazen de bir santim çimde bulur mutluluğu...
Şaka değil tabi, Dünyanın en meşhur kentidir Paris, çok ticarileşmiştir, çok yabancılaşmıştır ( çoğu zaman tren kompartımanındaki tek "Avrupalı" biz oluyorduk ) ama bir asaleti de vardır hala... Tarihi merkezdeki dokusu hiç bozulmamıştır, yeni çivilerin hepsi başka bölgelere çakılmıştır ve caddeler, meydanlar, parklar heybetlidir, sokakları, kafeleri, şekerlemeleri, peynirleri ( bazısı ayak koksa da ... ) dillere destandır hala...
Bu arada yaklaşık 20 yıl önce folklör ekibiyle geldiğimizde, saatlerimizi geçirdiğimiz, Türkiye’de olmayan bir çok ürünü bulduğumuz, hayatımda farklı bir yeri olan Şanzelize'deki Virgin Mega Store’un teknolojiye, internete özellikle Apple’a dayanamayıp kapandığını görmek gerçekten de burktu biraz içimi…
Ve sokaklarda özellikle de alış verişte bu kadar çok Arap gördüğüme da şaşırdığımı söylemeliyim, sadece Türkiye’de değil bütün Dünya’da para el değiştiriyor demek... Aslına bakarsanız her şey değişiyor, mesela bir gün dillere destan Paris metrosunun, tadilatı için ( ki acilen yapılması gerekiyor ) İstanbul Büyükşehir Belediyesi finansal ve teknik destek verirse hiç şaşırmam !
Kural : Değişime karşı koyamazsın, ayak uydur, ama bu
söylemekle olmaz bunun için oku, öğren, takip et, kovala, yakala hatta öne geç,
unutma her şey çok hızlı… Ama yavaşlığın da keyfini çıkarmayı unutma, çim
görünce yayıl, gökyüzünü seyret, yaşadığını fark et !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder