16 Temmuz 2010 Cuma

İstanbul'a benziyormuş ! hadi ordan, Kahire ...

Mısır Havayolları ile Johannesburg'tan dönüşte, Cape Town'dan Kahire'ye, işi gereği sık sık giden, İrlandalı, yaşlıca bi kadının yanına denk gelince, mevzuyu hemen İstanbul'a getirdim tabii ...

"Dünyanın bir çok yerini gezdim, en çok Cape Town'u sevdik eşimle oraya yerleştik...
İstanbul'a hiç gitmedim ama giden bazı arkadaşlarım Kahire'ye benzediğini söylediler" dedi,
ben atladım "şşşiiittt hoop, bi dakka, halt etmiş onlar" ( bunu nasıl ingilizce söyledim bilmiyorum !)

"Kahire ile İstanbul arasında en az bir yüzyıl, bir iki medeniyet, bir kaç milyon da kolibasili fark var !" dedim, hemen bilgisayarımı çıkardım, İstanbul fotograflarımı gösterdim ama farkettim, kadın benden nefret etti...

Hiç uzatmadı mevzuyu, "hmm, peki, mersi canım" dedi ve 8,5 saat uyuma taklidi yaptı, tuvalete bile gitmedi ki benle iletişim kurmak zorunda kalmasın .... Sanırım kadın asla İstanbul'a gelmeyecek .... Amd Kahire'ye gittim, mermer fuarı, müşteri ziyareti bahanesiyle, eşimle birlikte hesaplı bir Kahire- Sharm El Sheihk turu alarak...

Kahire, tabi bu boru değil, Dünyanın en büyük medeniyetinin beşiğiymiş ama bu medeniyetten geriye nasıl bunlar kalmış ?!


Antik Mısırlılar, astroloji, geometri, şehircilik konusunda filan inanılmaz ileriler;"Modern" Mısırlılar hala Nil'de eşekleriyle beraber yıkanıyorlar, evlerinin çatısı yok, hatta kendi lisanları bile yok Arapça konuşuyorlar !

Haziran ayı, doğal olarak acayip sıcak ve her yerde deli gibi klima, tir tir titriyosun, taksiler hariç, taksiler 1972 model pejo 406, biz de bir ara çok vardı, bırak klimayı, cam yok ama yine de bir tanesine atlayıp, Kahire Müze'sine gitmeye değer...

Piyasa mumyalar, Tutankamon ve Neferteti üzerine kurulu, ( biz de aldık o salak biblolardan nedense ?) mumyalar bölümü için ayrıca bilet satıyorlar ama hikaye, bi numara yok asıl numara taşlarda ...
Adamlar dünyanın en sert granitine, dünyanın en zor alfabesini nasıl yazmışlar, o granitlerden, mermerlerden neler yapmışlar, inanılmaz ...
Piramitler ise, o kadar bilindik, o kadar pazarlanmış ve o kadar çok tüketilmiş bir imaj ki önce "vay be" , sonra da "eeeee" oluyorsun ?...

Beni hiç sarmadı, hele bir de sanki içinde hayatın sırrı varmış gibi gazladılar ya bizi, içine de girdik, 3 kuruşluk biletle, herhangi bir sırra rastlayamadık !

Çakma Kapalıçarşı, El-Halil, keyifli ama o hanutçular adamı hakikaten hanutuyor ! Dokunuyor, koluna giriyor, hatta çekiştiriyorlar, çok sinir bozucu ama asıl sinir bozucu olan şey hepsinin papağan gibi "Hasan Şaş Yavaş Yavaş" demesi ... Bunu kim öğretti bu heriflere Allah aşkına ya ?!!


Kural : Evet temizlik imandan gelir, insandan gelir, her şeyden önce gelir ....

2 yorum:

salim efendi dedi ki...

anlayabildim dediklerini, Şam dan Halep ten edindiğim izlenimlerle.

ayrıca o dünyadaki istanbul ve hatta türkiye cahillerine en kısa zamanda kroluklarını gidermelerini tembih ediyorum.

üstteki resim rosa stone mu ? orjinali mi yani, çakması british museum da olması gerekiyor.

Fatih Şedele dedi ki...

bence orijinali british museum'dadır, onu da araklamışlardır herifler zamanında...