28 Temmuz 2010 Çarşamba

Bizzat Kendisi Hikaye, Yüksekova...


Askerlik anısı dinlemeyi sevmem hiç, anlatmayı da ... kısaca havamı atar geçerim "Hakkari Yüksekova'da yaptım Jandarma Komando Asteğmen, boru değil..." Aslında pek bi hikayem de yoktur açıkçası, ama zaten Hakkari'nin, Yüksekova'nın kendisi bizzat hikayedir ...


Kurada Hakkari il Jandarma çıkınca ( kahve falımda "H ile başlayan uzaaak bir yol" göründüğünde, hiç aklımda askerlik olmadığı için, "Hawaii mi acaba" diye sevinmiştim oysa! ) sorduk, soruşturduk, hiç Hakkari'yi gören, bilen çıkmadı...
Çukurca, Şemdinli, Köprülü ya da Yüksekova ilçelerinden birine gönderilecektim, "kısmet" aralarında en iyisi olan Yüksekova çıktı, hiç olmazsa cep telefonu çekiyordu, Ordu evi, bir cadde bile olsa "çarşı"sı, restoranı, oteli vardı; hatta eskiden sineması da varmış, ama sonra ilçenin büyükleri, küçüklere kötü örnek oluyor diye kapattırmış!..

Hem İran, hem de Irak'a sınırı dolayısıyla terörden çok kaçakçılık olan ( uyuşturucu, mazot ve canlı hayvan ) ya da rahat rahat kaçakçılık yapılabilsin diye terör olan, terör olduğu için de tabelasında nüfusu 50.000 yazan ama aslında köylerinden, mezralarından buraya göçmek zorunda kalanlarla birlikte 120.000 olduğu tahmin edilen, Türkiye'nin en büyük ilçelerinden biridir Yüksekova ...

Zaten her şeye ve her yere uzak, toprağı çorak, havası soğuk, düzeni bozuk olduğu için her şeyden mahrum olan çocuklar ve gençler bir de aşırı nüfus ve terör yüzünden iyice ümitsiz, çaresiz ...
Havanın eksi 37 derece olduğu, çalışan arabanın, ağaçların, tüfeklerin donduğu günlerde bile bir lacivert ceket , bir kösele ayakkabı, bir öndeki arkadaşının kardaki izinde, G-3 piyade tüfeği gölgesinde, yürüye yürüye okula gidiyor, okulu bitirince ne yapacak hiç bir fikri yok !


Kendilerinden değil sadece memleketten de ümidi kesmişler, "böyle bitmez bu terör, iki tarafta da ekmeğini yiyen var ve artık bu bir örgüt değil bir şirket, bir holding olmuş...
Enerji, Tarım, Hayvancılık, Ticaret gibi değişik sektörleri var, bölge bayileri var, yurtdışı temsilcilikleri var, hatta adı "kamp" ama onbinlerce kişinin yaşadığı, okulu, hastanesi olan Mahmur gibi Kandil gibi, resmen şehirleri var" diyorlar
Ve ekliyorlar "hani nasıl hiç zengin, ünlü bir aile şehit vermiyorsa teröre, aşiret reislerinden, toprak ağalarından da hiç çıkan olmaz dağa... yani olan hep garibana olur, terörden önce şu garibanlıktan kurtarmak lazım buraları..."
Kural : Yine de sabırla, anlayışla, demokrasiyle, barışla, konuşarak, paylaşarak çözülemeyecek hiç bir sorun yoktur, hiç bir yerde, hiç bir zaman...

Hiç yorum yok: