8 Mayıs 2010 Cumartesi

Technisch und Systematisch Münih


Bir gün gecikmeli de olsa geliyoruz nihayet, Almanya’nın en zengin eyaleti Bavyera’nın, en zengin şehri Münih’e …




Münih’in hayatımızda farklı bir yeri ve önemi olmuştur hep… babam hala büyük keyifle anlatır 80 li yıllarda buralara gelip fuarlarda, rakiplerin ürünlerinin uzaktan fotoğraflarını çekip nasıl kopyaladığımızı… “Fotokopi Türkler” diye standlarına almazlarmış, zaten bırak katılımcıyı, Türk ziyaretçi bile olmazmış adam akıllı, bu dev fuarlarda…




O imkansızlıklarla ne sıkıntılar ve komiklikler yaşanırmış, inanamazsın…
O ekipten meşhur usta Arap Mustafa, bizzat ben şahidim, 2001 fuarında, plan program yok, almış James Bond çantasını atlamış uçağa gelmiş Münih’e, tek yabancı lisan bilgisi “No Problem”



Aradı bizi “neredesiniz indim uçaktan geliyim yanınıza” Cayak’tan Yıldırım Bey’ :
“Bi meydan var” dedi “ bi kilise, bi de kule gibi bişey onun yanındaki restorandayız…”


“Yok artık” dedim, koca Münih’in her yeri meydan, kilise, her yeri kule hayatta bulamaz bu herif burayı, adres yok, tarif yok, lisan yok …..
25 dakika sonra geldi Arap Mustafa, köşeden bağırdı “nerden buldunuz lan burayı, hemen şu öteki kulenin yanında ne güzel bi tavukçu vardı…”


Gerçi Münih’in yarısı Yozgatlı, özellikle de taksiciler … Taksiye biner binmez “Selam-ın Aleyküm” diyorum direkt, hiç şaşmıyor !


Ve Münih’te ve muhtemelen Almanya’nın hiç biyerinde hiçbir şey şaşmıyor… Metro 9 dakika sonra gelecekse 9 dakika sonra geliyor, asla 10 olmuyor ama 8 de olmuyor…


Hep iş için gittiğimiz için çok yaşıyoruz herifin işi ne ise, nasılsa öyle yapıyor.
“Boş ver, idare eder” asla yok … ama “bu da bizden olsun”, “gelmişken şunu da halledelim de” yok ! Hatta hiç beklenmedik bir sorun çıkmadığı için pratik çözüm de üretemiyorlar


Bu sistem ve şaşmaz düzen bize uymuyor tabi, ben daralıyorum, hatta bence Almanlar da daralıyor ve 2 kadehten sonra şaşıyor düzenleri ve başlıyorlar avaz avaz bağırmaya, o düzen içinde yapamadıklarını yapmaya...


Biz içince duygusallaşır “öpüjem” oluruz, onlar hiddetlenip “dağıtıjaaaaam” oluyor
Temel fark bu ve ben şahsen öpmeyi tercih edenlerdenim …..

Kural : Sen de öpmeyi tercih edenlerden ol... dudak öp, el öp, yanak öp, alın öp, unutma öpmekle dudak aşınmaz ama çok büyük engeller aşılır ...

3 yorum:

salim efendi dedi ki...

tespitler çok isabetli olmuş. eleştiriler faydalı, yazı samimi. yazılarınızın takipçisiyim, okumaya,gezmeye devam...

salim efendi dedi ki...

tespitler çok isabetli olmuş. eleştiriler faydalı, yazı samimi. yazılarınızın takipçisiyim, okumaya,gezmeye devam...

Fatih Şedele dedi ki...

teşekkür ederim, gözümüzün gördüğü, dilimizin döndüğünce bir şeyler yapıyoruz işte ... gezmeye, yazmaya devam ...